Bazen öyle durumlar olur ki, vaziyeti anlatmaya en güzel
kelimeler, en derinlikli cümleler kifâyet etmez! Bedeli ödenen bir
hayat, bütün meseleyi ciltler dolusu kitaplardan daha iyi izah
eder.
MALAZGİRT RUHU'NUN CANLI ÖRNEKLERİ
İşte böyle olağanüstü hâdiselere şehadet ettiğimiz zorlu günlerden
geçiyoruz: Her gün yeni şehit haberleriyle sarsılıyoruz. Yüreğimiz
bir kez daha dağlanıyor.
Büyük bir imtihandan geçiyoruz toplum olarak. Kimilerimiz bu
imtihanı hakkıyla verecek muazzam örnek tavırlar sergilerken,
kimilerimiz de, bu tarihî imtihanı kaybedecek ürpertici ve
düşündürücü tavırlar sergileyebiliyor.
Malazgirt zaferinin yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde, bazı şehit
cenazelerinde şehit ailelerinin gösterdikleri vakar ve asalet,
geleceğe dâir umutlarımızı yeşertiyor, diri tutmamıza yetiyor
-Allah'a çok şükür.
“EFENDİMİZ'E KOMŞU OLDUN, NE MUTLU SANA!”
Bunlardan biri Sanlıurfa'da yaşandı. Kelimelerin, derin cümlelerin
ifade etmeye kifâyet etmediği durumları, bir şehit polisimizin
-üstelik de hâmile- gencecik ve nûr yüzlü eşinin cenazede
söyledikleri fazlasıyla ifade etmeye yetti.
Şanlıurfa'da şehit olan polisimizin hamile eşi, şu sözleriyle
tarihe not düştü adeta: “Efendimiz'e komşu oldun. Ne mutlu
sana!”
İşte Malazgirt ruhu bu!
“TÜRK-KÜRT DEĞİL, MÜSLÜMANLARLA KÂFİRLERİN
SAVAŞI!”