Malazgirt Zaferi, bir ordunun bir başka orduyla karşı verdiği bir savaşın sonucunda elde edilmiş Zafer’in adı değildir.
Malazgirt Zaferi, bir ruhun adıdır; direniş ve diriliş ruhunun.
Mekke’den süt emen, Medine’den beslenen, Kudüs’te meyve veren hakikat medeniyetinin insanlık çapında bir yürüyüşe soyunmasının başlangıç noktasıdır.
Malazgirt, sadece Türklerin tarihinde dönüm noktası değildir; hem İslâm tarihinde hem de insanlık tarihinde tarihin akışının, yönünün, yörüngesinin belirlendiği bir büyük dönüşümün miladıdır.
O yüzden Malazgirt ruhu, Selçuklu’nun ufku, insanlığın umududur.
ALP ARSLAN: SAMİMÎ BİR MÜSLÜMAN, ASALET VE MERHAMET TİMSALİ BİR SULTAN