Hatılıların, İslâm dünyası için geliştirdikleri üç büyük tehlikeli proje var:
Birincisi, Gazâlî'nin İslâm düşüncesini bitirdiği masalını “yutturmak”.
İkincisi, Osmanlı'yı unutturmak.
Üçüncüsü de, Hz. Peygamber'in (sav) konumunu sarsmak.
BİRİNCİ MEDENİYET KRİZİ: MELİKŞAH, NİZAMÜLMÜLK VE GAZÂLÎ'NİN BİN YILIN TOHUMLARINI EKEN HAMLESİ
Müslümanlar, tarihleri boyunca iki büyük medeniyet kriziyle karşı karşıya kaldılar.
Birinci büyük medeniyet krizi, 1258'de Bağdat'ın, 1326'da da Kurtuba'nın düşmesiyle yaşandı.
Moğol ve Haçlı saldırıları, öylesine şiddetliydi ki, İslâm dünyasının Doğu cephesini de, Batı cephesini de harabeye çevirdi ama bu saldırılar da, içerden biz Haçlılarla ve Moğollar'la ölüm-kalım savaşı verirken bizimle savaşan Pers saldırıları da, Müslümanların inançlarını aslâ sarsamadı ve çökertmedi.
Neden peki?
Bu saldırılardan yaklaşık iki asır önce derinden gelen tehlike görülmüş ve tehlikenin püskürtülmesini sağlayacak muhkem temeller atılmıştı.
Müslümanların tarihlerinin bu en zorlu zamanlarında üç büyük adam tarihe çıktı: Melikşah, Nizamülmülk ve Gazâlî.
Ve Gazâlî'nin öncülüğünde çeyrek asırda bin yılın tohumları ekildi...
Üç büyük sütun dikildi: Akîde, fikir ve siyaset'te Ehl-i Sünnet Omurga kuruldu, İslâm dünyasında yaklaşık bin yıl süren ve bugüne kadar Müslüman toplumları dimdik ayakta tutan muazzam bir ittihad-ı İslâm düzeni hayat buldu ve hayat sundu herkese.
Selçuklu mayayı kardı, Osmanlı bu mayayı sarsılmaz bir ruha dönüştürdü.
Gazâlî'nin yaptığı büyük hamle, Müslümanların akidelerini, zihin dünyalarını ve siyasî hayatlarını sarsan Grek, Hint, Mısır ve Maveraünnehir havzasındaki düşünce geleneklerinin Müslüman toplumlara sirayet eden yıkıcı etkilerini yok etmek ve özgün İslâm düşüncesinin temellerini Kur'ân ve Sünnet ekseninde silbaştan atmak olmuştu.