Metaverse ışık hızıyla girdi hayatımıza.
Birdenbire.
Aniden.
Bir deprem havası oluşturarak.
Herkes ne oluyor diyerek birbirine baktı korkuyla ürpererek…
İnsanlar ne olduğunu anlamak için birbirlerinin gözünün içine baktı durdu.
Ne olduğu anlaşılmadı ilkin. Hâlâ da tam olarak anlaşılabildiğini söyleyemeyiz.
Anlamaya çalışalım o hâlde.
Önce şu bilinmeli: İnsan ne olup bittiğini anlamak için birbirinin gözünün içine bakamayacak artık! Coğrafyanın yok olması, insanın mekân bilincini ve mekân-bağımlı ben-bilinci’ni aşındırmıştı.
Şimdi bir tık ötesine fırlatıldı insanlık: İnsan, dünyasını da, ben’liğini de kaybetmek üzere: Paralel bir dünya ve paralel bir ben’lik geliyor.
Bütün bunlar ne anlam ifade ediyor, peki?
İnsan, kontrolü yitiriyor mu; yoksa “tanrılaşma” savaşı mı veriyor?
Dünyamız nereye sürükleniyor?
PARALEL DÜNYA VE PARALEL BEN’LİK
Önce kavramlara açıklık getirelim. Metaverse kelimesi, “meta” ve “universe” kelimelerinin birleştirilmesinden oluşturulan bir kelime. “Meta” Grekçe’de “öte, üst” demek. “Universe” de bildiğiniz üzere “evren, kâinât, âlem” anlamına geliyor.
Metaverse ile kastedilen hem paralel bir evren veya paralel bir dünya hem de paralel bir ben’lik inşası. İnsanın gerçeğe dönüştürülen sanal bir dünyasının ve avatar’ının / ikinci ben’inin icat edilmesi. Aynı anda hem fizik dünyada hem de sanal dünyada yaşaması insanın.
Nedir bu?
İnsanın aynı anda iki dünyasının, iki benliğinin olması, insanın dünyasının ve benliğinin parçalanması ve şizofreninin normalleşmesi anlamına gelecek. İnsanın ikinci beni yani avatarı sürekli çalınma riski ile karşı karşıya kalacak. Dahası, “ben” hırsızlıkları başlayacak. İnsan psişesi büyük bir kaosun eşiğine sürüklenecek.