Özbekistan seyahatimizin başkent Taşkent ayağındayız. Son durağımız Taşkent. Taşkent üzerinden modern insanın yitirdiği ruhun izinin nasıl diriltileceğini gösteren nefis bir keşif yolculuğu yaptık. Yine MTO talebesi Seyfullah Yiğit kardeşimin ruh dolu kaleminden…
Güzel bir pazar yazısı…
MODERN İNSANIN YİTİRDİĞİ RUH
Buhara’da tecrübe ettiğimiz için Semerkant’ta aynı hataya düşmedik: Tren garına erkenden geldik. İkindi namazımızı eda edip, trenimizi beklemeye koyulduk. Rehberimiz Yıldız kardeş, seyahat grubumuza iyice bağlanmıştı. Görevi Semerkant’ta bittiği halde bizimle Taşkent’e de gelmek istiyordu. Oradaki rehberimizden Taşkent’le ilgili bilgi ve tecrübelerini öğrenmek istediğini söylese de aslında gruptan kopmak istemiyordu.
Grup kelimesi aslında ruhsuz bir kelime. Biz bir gruptan öteydik, aile olmuştuk. Nezaketin, samimiyetin, muhabbetin, hürmetin ve şefkatin hâkim olduğu uyumlu, güzel bir aile olmuştuk. Bu sıcaklıktı Yıldız kardeşi bizden koparmayan. Bilet bulamamasına rağmen bizimle bir şekilde trene bindi Yıldız kardeş. Ve iki kişilik koltuklara üç kişi sıkışarak beş altı saat yolculuk yaptılar. Yıldız kardeşi, adeta bağrına...