Türkiye'de pozitivist, ezberci, yetenek öğüten sömürgeci bir eğitim sistemi var. Oysa bütün toplumlar, kendi medeniyet dinamikleri çerçevesinde eğitim sistemlerini kurarlar.
Türkiye'de yaşadığımız medeniyet değiştirme serüveni, bizim medeniyet iddialarımızı önce inkâr etmemizle, sonra da yok etmeye kalkışmamızla sonuçlandı.
Bunun yıkıcı sonuçlarını bir asırdır yaşıyoruz iliklerimize kadar...
Eğitim sistemi çöktü...
Medya rejimi, çocuklarımızı mankurtlaştırıyor...
Kültür, sanat ve fikir hayatımız, kendi medeniyet iddialarımızı ve ruhumuzu yok saydığı için, dolayısıyla ruh köklerini yitirdiği için dünya çapında büyük atılımlara imza atamıyor.
Böyle gitmez.
Hele de dünyanın yeni bir medeniyet fikrine şiddetle ihtiyaç hissettiği bir zaman diliminde önümüzü açacak, çağrısı çağrını kuracak, başka çağrılara ve çağlara açılacak bir eğitim sistemi, medya rejimi, kültür, sanat ve fikir hayatı inşa etmemiz şart.
DERT'TEN SONRA DERS BAŞLIYOR...
Tam da bu nedenlerle, bendeniz, önümüzü açacak öncü kuşakları yetiştirecek, bize yeni Gazâlî'ler, İbn Arabî'ler, İmam Rabbânî'ler, Yunus'lar, Sinan'lar, Itrî'ler... armağan edecek, insanlığın birikimini özümseyerek ve vahyin filtresinden geçirerek kendine maledecek fikriyat ve medeniyet yolculuğunun yapıtaşlarını döşeyecek 100 Kitaplık Okuma Listesi hazırladım.
Birkaç ay önce bu listenin ilk aşamasını yayımladım burada. Bu ilk liste, insanları, ders'ten önce dert sahibi yapacak, belli bir zihnî donanıma ve bilince ulaştıracak bir listeydi.