Çok verimli geçen Aşk-ı Turkuaz’la yaptığımız Özbekistan seyahatimizi MTO’nun demirbaşlarından Seyfullah Yiğit kardeşimizin kaleminden paylaşmaya devam ediyorum…
BUHARA YOLLARI’NDA…
Yine yollardayız. Buhara’ya doğru yol alıyoruz otobüsle. Vaktimiz dar. Programda görmemiz gereken birçok yer var. Ancak yine de çok rahatız. Uykusuz ve yorgunuz. Tüm bunlara rağmen anın içindeki güzellikleri yaşama derdindeyiz. Ne yiyeceğiz? Nerede kalacağız? Buraya yetişir miyiz? Bunlar umurumuzda değil. Akışa teslimiz, hamdolsun... İşte bu ruh hâli, birçok güzelliğe de tanıklık etmemize vesile oluyor. Turistik gezi yapmıyoruz biz; seyahat ediyoruz.
Buhara yolundayken düşünüyordum. Yine bir Yusuf Kaplan dersindeydik. Online ders olmasına rağmen ekrandan hocanın coşkusu bize sirayet ediyordu. Hoca başladı saymaya; Kudüs’te, Mekke’de, Buhara’da, Semerkant’ta, Endülüs’te ve Bosna’da bu dersleri MTO olarak yapacağız. Neden yapmayalım ki?
Kendi kendime şöyle diyordum o zamanlar: Hoca yine aşka geldi. Nasıl olacak? Buhara’da ders yapacağız? İyi de nasıl?...