Diyanet, bu yıl, Mevlid-i Nebi haftasında, “Hz. Peygamber ve Aile” tema’sını bütün yönleriyle işleme kararı aldı.
Dünyada postmodern toplum fikrinin aileyi çökertecek sapkın yönlere sürüklendiği, ülkemizde ise ailenin büyük sarsıntı geçirdiği bir zaman diliminde, stratejik ve hayatî bir karar bu. Diyanet’i, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hocamızı bu anlamlı girişimlerinden ötürü kutluyorum.
HZ. PEYGAMBER‘İN, CAMİ’NİN VE AİLE’NİN ÇAĞRISI
Hz. Peygamber (sav) Yaratıcı ile yaratılan insan arasında, Yaratıcı’nın emirlerini insana beyan eden ve hayata geçiren bir konuma sahip. “Yaşayan Kur’an” olarak Hz. Peygamber’in konumu, elbette ki, sadece aracı’lıktan ibaret değil. Hz. Peygamber’in asıl konumu, “kurucu” olmasıdır: İslâm’ın hayata nasıl aktarılacağını ortaya koyması. Hem sûreti ile hem de sîreti ile.
Cümle şu: Hz. Peygamber, İlâhî olan’dan beşerî olan’a ulaşmanın, ilâhî mesajı beşere ulaştırmanın ve hayata nasıl aktarılacağını ortaya koymanın hem vasıtası hem de vasat’ıdır.
Benzer bir fonksiyona cami de sahiptir: Cami, Allah’ın (cc) evidir. Dolayısıyla insanın Rabb’iyle buluşma yeri. Uhrevî olanla dünyevî olan’ın kavşak noktası. Kabe’nin sembolü. Tevhid’in remzi. Bütün Müslümanların birliğinin adresi ve ifadesi.