Bu hafta boyunca Adıyaman Menzil'deki Külliye'de tarihî bir girişime imza atıldı.
MENZİL MEDRESELERİNDEN YÜKSELEN DEVRİM
Menzil medreselerinin Strazburg'tan Berlin'e, Amman'dan Türkiye'deki çeşitli şubelerine kadar medreselerin hocaları Menzil'de bir kongrede bir araya geldiler: Dünyamızın, İslâm dünyasının temel sorunlarını akademik metinlerle derinlemesine mercek altına aldılar!
Bu bir devrim! Önemli bir başlangıç. Bir milat!
Menzil kongresini yarınki yazıda yazacağım. Moral bulacak, geleceğe daha güvenle bakacak ve daha emin adımlarla koşacaksınız!
Bu yazıda önce üniversitenin içler acısı durumunu, yaşadığı traji-komediyi mercek altına almak istiyorum.
ZİHNİMİZİ HADIM EDEN SÖMÜRGECİ ÜNİVERSİTE!
Ülkede genelde eğitim sisteminin, özelde ise üniversitelerin içinde bulunduğu durum içler acısı: Bu ülke, Batılılar tarafından dışarıdan fiilen sömürgeleştirilemedi ama “içimizdeki İrlandalılar” tarafından içeriden zihnen sömürgeleştirildi.
Dünya tarihinin yapılmasında kilit rol oynamış, Batı'daki üniversitelere gerek müfredat gerekse sistem ve zihniyet bakımından kaynaklık etmiş, medeniyetimizin sıçrama yapmasında kilit rol oynamış Nizamiye Medreseleri gibi maarifte dünya ölçeğinde atılımlara imza atmış bir medeniyetin çocukları, seküler, sığ, sömürgeci bir eğitim sistemi tarafından hadım ediliyor!
Dünya tarihindeki en önemli eğitim modellerinden ve sistemlerinden biri sizin eseriniz ama siz, seküler, iyice sığlaştırdığınız Batılı eğitim sisteminin esirisiniz! Olacak gibi değil gerçekten!
Bu sömürgeci eğitim sistemiyle bir yere gidemeyiz. Sadece kendimizi gönüllü acentalara dönüştürürüz. Batılılar üretir, biz de onların ürettiklerinin üstelik de posası çıkmış ürünlerini, kalıplarını tepe tepe tüketiriz.
Sonuçta kendi geleceğimizi kendi ellerimizle yok etmekten başka bir işe yaramaz bu; yaramıyor da nitekim!
Kendi ayağımıza kurşun sıkmak, çocuklarımızı bile isteye intiharın eşiğine sürüklemek değil de nedir bu?
ÜNİVERSİTEDE YAPISAL SORUNLAR ARIZÎDİR
Kendine özgü, özgün eğitim sistemleri geliştiremeyen toplumlar, geleceğe yürüyemezler, hele de geleceği hiç bir şekilde şekillendirme iddiasına soyunamazlar!
Ülkenin içine sürüklendiği anormalleşme, belli iç ve dış merkezlerden yönlendirilen kaos ortamı, üniversitelerin karşı karşıya kaldığı sorunları, hem kaçınılmaz olarak azmanlaştırıyor hem de ikinci plana itiyor.