Şunu iyi bileceksiniz: PKK meselesi, sadece Türkiye'nin meselesi
değildir artık. O yüzden mesele karışık ve karmaşık. O yüzden
herkes karışıyor meseleye! O yüzden herkes kaşıyor meseleyi!
KÜRT MESELESİ: SEKÜLERLEŞMENİN MEYVESİ
Elbette ki, “Kürt meselesi”nin patlak vermesinde de, zamanla bir
terör örgütüne evrilecek boyutlara erişmesinde de birinci derecede
sorumluluk bize aittir; bu ülkede Müslüman kimliğini yok ederek,
seküler bir kimlik icat etme aymazlığı gösteren Türkiye'nin
metamorfoz yemiş entelijansiyasının toplumu tepeden sekülerleştirme
projesine soyunma sergüzeştliği sergilemesine!
Tarih yapmış bir toplumun kendi eliyle bile isteye intihara
sürüklenmesidir, ülkeyi ve ardından da toplumu sil baştan
seküleştirme projesi.
Türk sekülerleşme projesi, çağrı'mızın çağrı'sını kurması anlamında
çağdaşlaşma hamlesi değildir. Tam tersine, bizim iddialarımızın,
çağ açacak ve çağ aşacak medeniyet yolculuğumuzun inkâr
edilmesidir. Batılılar tarafından sömürgeleştirilemeyen tek ülke
olan Türkiye'nin kendi kendini sömürgeleştirme aymazlığı göstermesi
yani.
Batılıların kurdukları modern / seküler çağ'ın ağlarına ve
bağlarına bu toplumu bağlaması, hapsetmesi, kendi iddialarını inkâr
etmesidir: Bu kültürel / varoluşsal inkâr, kültürel / varoluşsal
intiharın eşiğine sürükledi hepimizi.
KÜLTÜREL İNKÂR'DAN İNTİHAR'A...
İşte önce “Kürt meselesi”, ardından da PKK meselesi bu kültürel
inkâr'ın yol açtığı sosyokültürel boşluktan istifadeyle zuhûr etti
kaçınılmaz olarak.