Şöyle demişti Bergson: “Her düşünce, temiz bir heyecana dayanan zihnî faaliyetten doğar.”
Bergson, sadece güzel sözler söylemiyordu, söylediklerini yaşıyordu da. Öyle ki, New York’a konferansa gittiğinde, New York trafiğinin durma noktasına geldiği söylenir. Düşünceleri, taze fikirlerin, yemiş veren filizlerin kaynağıydı: Heyecan, coşku, sezginin sınır tanımaz derinliği, fikirlerine gösterilen ilgiyle de örtüşüyordu.
Her düşünüre nasip olmayacak bir ilgi odağı olmuştu Bergson yaşarken.
Tarih, ruh atılımlarının eseridir, demiştim. Temiz heyecanın zihni harekete geçirecek kadar fikre gebe olmasının. Düşünce, düşe düşünce yeşerir, zihne düşünce boyverir, meyveye durur...