Modernite, insanı tanrılaştırdı, Descartes’ın “buyruğu”na uyarak “tabiatın efendileri ve sahipleri” olma azmanlığı sergiledi ve tabiatı delik deşik etti.
Modernite, insanın tanrılaşmasının adıdır; postmodernite ise ruhsuzlaşmasının ve yok olmasının.
Batı uygarlığı, modernite ile girdiği yolculukta, postmodernite ile geldiği noktada insanın önce Tanrı’yla ilişkisini, sonra tabiatla ilişkisini ve son olarak da hakikatle ilişkisini bozdu.
Batılılar her şeye hâkim oldular ama kendilerine, kendi hırslarına, açgözlülüklerine, azmanlaşmalarına hâkim olamadılar.
Rönesans, yeniden doğuşun adı değildi, ontolojik olarak yok oluşun başlangıcının adıydı.