Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Topçu’nun düşüncesi: İrade metafiziği ve postmodern krizi öngörmesi

10 Temmuz, Cumhuriyet döneminin en parlak düşünürlerinden Nurettin Topçu’nun vefat yıldönümü. Cumhuriyet döneminde, eşiğine sürüklendiğimiz ontolojik yok oluş sürecinde, ülkeye, ülkenin...

09 Temmuz 2018 | 406 okunma

10 Temmuz, Cumhuriyet döneminin en parlak düşünürlerinden Nurettin Topçu’nun vefat yıldönümü.

Cumhuriyet döneminde, eşiğine sürüklendiğimiz ontolojik yok oluş sürecinde, ülkeye, ülkenin çölleşen düşünce, kültür, sanat hayatına metamorfoz yemiş, celladına âşık garpzede tasmalı çekirgelerin bir heyulâ gibi “çöreklendiği”, ruh köklerimizin kurumaya ramak kaldığı o ürpertici kış mevsiminde bu toplum, önümüzü açacak, semamızı aydınlatan yıldızlarını çıkarmayı başardı.

Necip Fazıl’dan Sezai Karakoç’a, Nurettin Topçu’dan İsmet Özel’e, Cemil Meriç’ten Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören’e, Cumhuriyet tarihinin, geçmişten geleceğe derin nefes alarak gelen en büyük düşünür ve sanatçıları ontolojik yok oluş felâketiyle dalgakıranlar gibi savaştı...

Ama semamızda her biri kendine özgü ufuklar açan, adetâ Hz. Mevlânâ’nın pergel metaforunu işleterek İslâm düşüncesinde köklenen ve çağdaş düşünceden de beslenmesini bilen bu öncü düşünür ve sanatçılarımız, hak ettikleri yere ulaşamadı bu ülkede -hâlâ!

Gelecek kuşakların bu öncü isimlerimizi daha iyi keşfedeceklerinden kuşku duymuyorum.

Bu yazıda, vefat yıldönümü vesilesiyle, Nurettin Topçu’nun düşüncesinin tablosunu çıkaracağım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kadîm Mısır medeniyetinin izini sürerken… (1) 20 Nisan 2025 | 35 Okunma Zürih’in çağrısı, Lozan'ın acısı ve o akşamın sırrı 18 Nisan 2025 | 181 Okunma Bir kitapçıda Medeniyet arayışı: BASEL’in sessiz kapıları 14 Nisan 2025 | 129 Okunma Stuttgart'ta da bir dil var ama bu dili anlamak için kalp kulağını açmak gerekir 13 Nisan 2025 | 101 Okunma Münih’te sessiz akan zamanın içinden: Yusuf Kaplan ve Medeniyet Mefkûresi 11 Nisan 2025 | 120 Okunma