https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Amerika’da ilginç bir dönüşüm yaşanıyor: Trump’ın gelişi, hem de gürültülü bir şekilde yeniden başkanlık koltuğuna geçişi, Amerika’da bir milat olabilir mi?
YAHUDİ GÜCÜ, NEDEN ABD’DEN ÇİN’E TAŞINIYOR?
“Neyin miladı?” diye soracaksınız, elbette ki.
Bu soruya şöyle cevap vermeye çalışayım: Amerika son bir asırdır, Yahudi gücü’nün kontrolünde olan bir ülke. Yahudiler, 1850’li yıllardan itibaren İkinci Sanayi Devrimi’nin başlangıcıyla birlikte Amerika’ya kesinkes yerleşmeye başladılar. Birinci Dünya Savaşı’nda geliştirdikleri silahlarla silah endüstrisine hâkim olduklarını, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da Amerikan devletini her bakımdan ele geçirecek güce ulaştıklarını gösterdiler.
Amerika’nın bütün kurumlarına hâkim oldular. Özel sektöre de ekonomik olarak hâkim oldular. Böylelikle Amerika’nın ekonomisinden medyasına, akademyasından kültür endüstrisine, Silicon Vadisi’nden Hollywood’una, Pentagon’undan (Savunma Bakanlığı’ndan) CIA’yine kadar bütün kurumlarına yerleştiler.
Amerika, aslında Yahudi imparatorluğuna dönüştü zamanla. Amerika, maddî gücün zirvesine ulaşan bir süpergüç olarak dünyanın en büyük ekonomik, teknolojik, stratejik ve askerî gücü konumuna ulaştı.
Amerika’ya, bütün kurumlarına ve müesses nizama sahip olan Yahudi gücü, aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı’ndan harab-u türab olarak çıkan Avrupa’ya, özellikle de Almanya’ya da, İkinci Dünya Savaşı’ndan zaferle çıkan Sovyetler Birliği’ne de derinlemesine yerleşti ve hâkim oldu.
Yahudi gücünün Avrupa’ya nasıl olduğunu Gazze’deki benzeri görülmemiş çirkeflik boyutlarına ulaşan soykırıma hiçbir Avrupa ülkesinin karşı çıkmaması ürpertici gerçeğiyle görmüş olduk.
Yahudi gücünün ulaşmak istediği tek güç Çin’di. Deng Hisao Ping döneminden itibaren de, 1980’li yıllarda şeytan kılıklı adam Henry Kissenger’ın kataküllileriyle Çin’e de sirayet ermeye, Çin’i ekonomik açıdan istila etmeye başladı.
Şu an gelinen noktada Çin, hem Yahudi gücünün hem de İngiliz emperyalizminin küresel kapitalist sistemin liderliği konusunda savaştıkları en büyük ve en örtük savaş arenası dünyanın.
Yahudiler, Çin’e yerleştikçe, Amerika’dan çekilmeye, Amerika özgürlüğüne kavuşmaya başlayacak.
Trump’ın zaferi, Yahudi gücüne, Yahudilerin / küreselcilerin kontrolündeki müesses nizama karşı kazanılmış bir zaferdir.
Şöyle sorular soruluyor: Hocam, Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmedi mi? Şimdi de Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilerin evlerine ve topraklarına el koyma hakları olduğunu ilan ermedi mi?
Bendeniz, bunların, Trump’ın Yahudilere karşı verdiği taciz olduğunu düşünüyorum. Trump, Filistin’le milistinle ilgili değil. “Bana ne? Ne yaparlarsa yapsınlar!” diyor. “Beni ilgilendiren Amerika. Amerika’daki Yahudi hâkimiyetinin kırılması!” diye düşünüyor.
TRUMP’IN GELİŞİYLE, KÜRESEL SİSTEM’DEKI YAHUDİ HEGEMONYASI KIRILACAK MI?
Trump, işbaşı yaptı.
Trump’ın başa gelmesi, ABD’deki -Yahudilerin kontrolündeki- müesses nizam’ı sarsıntıya uğratabilir.
Bu, Yahudilerin yeni bir ekonomik “Babil sürgünü” yaşamalarına yol açabilir. Yeni adres, Çin elbette ki.
Yahudiler, Amerika’dan sonra Çin’e yerleştiler zaten önceden.
Çin ekonomisini şekillendiriyorlar.
Yahudilerin Çin’e yerleşmeleri kapitalizmin liberal kapitalizmden otokratik kapitalizme geçişi ve kendisini yeniden üretmesi anlamına gelir.
Bu, Çin’in kapitalizmin yörüngesine girmesi ve kapitalizm hapishanesine tıkılması ile sonuçlanacak, kapitalizmin 5000 yıllık Çin medeniyetini yutmasına yol açacak…
Özetle…
*Trump’ın gelişi, Amerika’daki Yahudi hegemonyasının kırılmasıyla sonuçlanabilir.
*Trump’ın zaferi, İngilizlerin küresel sistemdeki güçlerini artıracaktır.
*Trump’ın gelişi, Rusya ve Avrupa ülkeleri üzerindeki Yahudi hegemonyasının kırılmasına, başta Almanya ve Rusya olmak üzere Avrupa’nın her bakımdan Yahudi boyunduruğundan kurtulmasına ama ekonomik sıkıntı yaşamasına yol açabilir.
Trump’ın gelişi, Yahudi hegemonyasının kırılmasına, İran’ın bölgedeki yürüyüşünün durdurulmasına yol açacağı için, Türkiye’nin önünün açılması anlamına gelebilir.