Türkiye, içerden ve dışardan çok yönlü bir kuşatmayla karşı karşıya iki asırdır. Bu bir masal değil! Gerçek. Göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz komediye dönüşen trajedimiz.
Türkiye'nin -iyi kötü- medeniyet coğrafyasına açılması, bizim medeniyet coğrafyamızı 2 asırdır işgal ve talan eden sömürgeci emperyalistlerin hoşuna gitmedi, gitmiyor, hiç bir zaman da gitmeyecek.
2 ASIRLIK KUŞATMAYI GÖREMİYORUZ!
Türk entelijansiyası bunu göremedi hâlâ!
Göremezdi: Dünyada ülkesinin başına ne geldiğini anlayamayan tek entelijansiya Türkiye'de var!
Celladına âşık tasmalı çekirgeler yalnızca bu ülkenin acınası çocukları!
Türkiye'nin henüz bir medeniyet iddiası yok; hissiyatı var. Bu hissiyat, bütün İslâm dünyasında karşılık buldu. Bütün mazlum dünyada bile!
Bu hissiyatın, fikriyata evrilebileceğini görüyor Batılılar. O yüzden çok ürküyorlar bizden!
Şu ân son 5-6 yıldır, Türkiye, hem mazlum dünyanın umudu hem de Batı dünyasının korkusu, kâbusu, korkulu rüyası oldu.
Bizim gelmemiz, onların gitmesiyle sonuçlanacak çünkü: Biz yeniden gelince, emperyalistler bölgemizin petrol ve doğal gaz yataklarını haramîler, modern eşkiyalar olarak çalıp çırpamayacaklar!
Bizim bölgemizdeki hâkimiyetlerini zamanla yitirecekler ve sonuçta buradan defolup gidecekler emperyalistler.
Sadece buradan çekilmiş olmayacaklar, tarihi yapan bir aktör olarak tarihten de çekilme sürecine girecekler...