Balkanlar'ı ihmal ettiğimizi görüyorum.
Oysa Balkanlar, ihmale gelmez aslâ.
Balkanlar'ı ihmal ederseniz, tarihten sürülmeniz, imha edilmeniz mukadderdir.
Mukadderdir; çünkü Balkanlar, Balkanlar'dan daha büyüktür: Tampon bölgedir Balkanlar. Avrupa'nın geleceğini de, Rusya'nın geleceğini de, Türkiye'nin geleceğini de belirler Balkanlar'da yaşanan büyük ölçekli dönüşümler, krizler veya savaşlar.
O yüzden Balkanlar'ın, Balkan ülkelerinin, huzuru ve güvenliği, Balkanların aynı ortak hedefler çerçevesinde bütünleşebilmesine bağlıdır.
Balkanlar'ın, ancak bir kıtaya sığabilecek ölçüde etnik farklılığa sahip olması, kolaylıkla karıştırılmasını da, huzur ve istikrar sağlanabildiğindeyse örnek gösterilecek zengin, renkli, güzel bir hayat inşa edilmesini de kolaylaştırıyor.
SURİYE DEĞİL BALKANLARA DİKKAT!
Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olmasının yolu Suriye'den veya Irak'tan değil Balkanlar'dan geçiyor.
Elbette, Türkiye, Suriye'den çekilemez. Suriye'nin parçalanmasına da, Türkiye'den habersiz şekillendirilmesine de seyirci kalamaz.
Ancak stratejik önceliklerimiz, Esed rejiminin ne olacağı değil, Türkiye'nin güvenliğinin ne olacağı, nasıl teminat altına alınacağı ilkesi ekseninde belirlenmelidir.
Ayrıca Balkanlar'da elde edeceğimiz stratejik kazanımlar, Suriye ve Irak dâhil güneyimizdeki stratejik manevra alanlarımızı genişletecektir.
Yayı Balkanlar'dan gerersek, atacağımız ok, Asya'nın içlerine, Arabistan yarımadasının dış çeperlerine kadar uzanır; geniş bir alandaki hedefleri böyle “vurabiliriz”.
DEMOGRAFİ VE TÜRKİYE'NİN
ALTINI OYAN HÂRİCİYECİLERİ
Balkanlar'da, demografiler / nüfus yapıları belirliyor her şeyi. O yüzden bütün güçler, Balkanlar'ın demografisiyle oynayarak hâkim olma savaşı verdiler Balkanlar'a.