Mahmud Efendi Hazretleri (ks) Hakka yürüdü. Rahmet-i Rahmân’a kavuştu.
Allah (cc) rahmet eylesin; mekânı cennet, makamı âlî olsun.
Türkiye, neyi, nasıl bir şahsiyeti ve değeri kaybettiğini daha sonra anlayacak…
Ülkemizin başı sağolsun.
DİRENİŞ, DİRİLİŞ VE VAROLUŞ YOLCULUKLARI…
Bir asra yaklaşan bir ömür.
Hayatı, Türkiye’nin yakın tarihine, yüzyıllık tarihine damgasını vuran yarma harekâtlarının özeti gibi.
Çilelerle dolu…
Yılmaz mücadeleler tarihi…
Hakikat medeniyeti yolculuğumuzu kesintiye uğratan ölümcül iç ve dış “darbe”lere, yıkımlara karşı direniş, diriliş ve varoluş yolculuklarının zorlu hikâyesi…
Mahmud Efendi Hz., toplumumuzun işte bu zorlu direniş, diriliş ve varoluş yolculuklarının sembolü oldu.
Direniş yolculuğu, ilim yolculuğuydu; medreseyi sahiciliğini bozmadan, Kur’ân dili Arapça’yı klasik usûlle öğreterek, sağlam akîde, kelâm, fıkıh ve fıkıh usûlü, hadis ve hadis usûlü üzerinden yaşattı, canlandırdı, toplumun direnç noktalarını muhkemleştirdi.
İlim yolculuğu, medrese üzerinden yok oluşa direnişin temellerini belirledi.
Her mahalleye bir erkek ve bir kız Kur’ân kursu açılmasıyla, bu sade medrese ve eğitim modeliyle toplumun yok olmasının önüne set çekilmiş oldu.
Direnişin, dirilişe dönüştürülmesi gerekiyordu, direnişin istenen sonucu verebilmesi için.
Dirilişin tohumları, İrfan yolculuğuyla ekildi. Topluma böyle ulaşıldı. İlim yolculuğu ile Müslüman zihin, Ehl-i Sünnet akîde üzerinden muhkem bir şekilde inşa edildi. Müslüman şahsiyet böyle böyle ete kemiğe büründü.
İrfan yolculuğu, kişinin hem iç dünyasını tahkim etmesini hem de toplumu vareden ZEMİN’i muhkemleştirerek diriliş gayretlerinin köksalmasını sağladı.
Son aşama, İslâm’ın bu toplumdan silinmeyeceğinin gösterildiği varoluş aşamasıydı.