Ata toprağında yeni bir kazı daha yapmaya başlıyoruz… Köklere inerek göklere yükselmenin mümkün olduğu ender coğrafyalardan biri Türkistan-Horasan havzası’nın Özbekistan mıntıkasına taze ve ruhu tazeleyici bir sefere daha çıkıyoruz…
Büyük bir manevî iştiyakla koyuluyoruz yolculuğumuza… İstanbul’dan Ürgenç’e inen uçağımız, bizi herhangi bir yere turistik gezi için gelmeyen Aşk-ı Turkuaz yolcularını medeniyetimizin kalbine bırakıyor…
Turistik bir gezinin ötesinde bir yolculuk bu. Biraz önce de dediğim gibi, medeniyetimizin kalbine yolculuk… Öylesine hazırlandık ki manevî olarak, uçakta sabaha kadar uyumadık… Kıtalar ve kıtalar dolaştık, medeniyet coğrafyamızı keşfederek kendimizi keşfe, hakikati keşfe çıktık. Ne leziz meyveler devşirdik o gece sabaha kadar uçakta uçarken daldığımız hakikat medeniyeti yolculuğu kazısından! Ne kadar verimli, ne kadar anlamlı ve ruh dolu bir geceydi o gece öyle!
Daha uçakta başlamıştı medeniyetimizin anlam ve ruh dünyasına yaptığımız kazı yolculuğumuz. Harezm’in başşehri Ürgenç’e inince bizi nasıl derûnî ve benzersiz bir yolculuk beklediğine dair ipuçlarını almaya başladık…
Köhne (Eski) Ürgenç’in...