Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Ya yok olacağız ya da topyekûn dirileceğiz...

İslâm dünyası, perişan durumda: Kan, gözyaşı sel olup akıyor son çeyrek asırdır... İki asırdır, iliklerimize kadar yaşadığımız müslüman zihnini / Mekke'sini, Müslüman...

01 Ocak 2016 | 1.215 okunma

İslâm dünyası, perişan durumda: Kan, gözyaşı sel olup akıyor son çeyrek asırdır...
İki asırdır, iliklerimize kadar yaşadığımız müslüman zihnini / Mekke'sini, Müslüman mekânını / Medine'sini ve nihayet Mekke'nin ve Medine'nin hâsılası müslüman medeniyetini / hayatını yok eden, hakikat sarayı'nı çökerten ikinci büyük medeniyet krizinin bizi getirdiği nokta burası.
Bu, manzaranın görünen yüzü.

BATI'NIN SALDIRISINA SADECE İSLÂM DİRENİYOR!

Bir de manzaranın görünmeyen bir yüzü daha var: Modernliğin 4 asır önce geliştirdiği seküler/pagan meydan okuma, Batılıların bütün insanlığın birikimine, daha önemlisi de varoluş zeminlerine saldırıya dönüştü: Bütün medeniyetlerin varlık nedenleri yok edildi, ruhları delik deşik edildi, hayatları, insanlığa katkıda bulunma imkânları bitirildi.

Sonuç gerçekten ürpertici: Batı uygarlığının dışında hiç bir medeniyet varlığını sürdüremiyor! Modern Batı uygarlığının saldırısı, medeniyetlerin köküne kibrit suyu çaktı, bütün dinleri fosilleştirdi, kaldırıp attı!

Yalnızca İslâm'ı fosilleştiremedi, bitiremedi, dönüştüremedi ve dize getiremedi. Müslümanlar, bir yandan eşi görülmemiş bir aşağılık kompleksinin eşiğine sürüklendi ama öte yandan da yalnızca müslümanlar Batı uygarlığının saldırısına direndi, teslim bayrağı çekmeyeceğini dünya âleme gösterdi.

Gelinen noktada Türkiye, ekonomik gücü, stratejik ufku ve medeniyet birikimiyle umut aşılayınca, İslâm dünyasında dalga dalga heyecan oluşturdu bu. Fas'tan Malezya'ya, Yemen'den Balkan'lara kadar Müslümanlar son çeyrek asırda ilk defa bu kadar umutlandılar, son kale Türkiye'ye umut bağladılar, duaya durdular.

TÜRKİYE'NİN ETRAFI NİÇİN ATEŞ ÇEMBERİNE ÇEVRİLDİ?

100 yıl önce herşeyini yitiren Türkiye, İslâm dünyasına umut oldu yeniden bin yıl önce olduğu gibi.
İşte bu, Batılıları, çıldırtmaya yetti. Batılılar, Türkiye'nin etrafını ateş çemberine çevirdi, ülke içindeki fitne-fesat şebek-e-lerini harekete geçirdi!

Meselenin püf noktası şurası: Türkiye, umut oldu ama bilfiil değil, bilkuvve umut oldu yalnızca.
O yüzden seçimler bitti, şimdi, ülkenin temel varoluşsal sorunlarını yüreği yanan, yangın yerine dönen, yalnızca hakikat diyen insanların teşrih masasına yatırma vakti.

Şakşakçılar, ülkeyi felâkete sürükler. Erdoğan'ın, dolasıyla ülkenin, şakşakçılara değil, önünü açacak Hz. Ömer ruhuyla donanan birikim, donanım ve dert sahibi bilge insanlara ihtiyacı var.

FİKİR, SİYASA'NIN VE PİYASA'NIN PEŞİNDE KOŞTURMAZ!

Fikir, siyasa'nın ve piyasa'nın peşinde koşturmaz, koşturamaz çünkü! O zaman hakikatten eser kalmaz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tefekkürün hür kalesi: Bilginin hıfzı 22 Kasım 2024 | 45 Okunma Kuşanmadan kuşatamazsın: İlim, İrfan, Hikmet ekseninde Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu 18 Kasım 2024 | 177 Okunma Yahudiler Hollanda’yı nasıl dönüştürüyor? 17 Kasım 2024 | 481 Okunma Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez!  15 Kasım 2024 | 260 Okunma Maarifin dirilişi: Medeniyetin kalp ve zihin yolculuğu 11 Kasım 2024 | 186 Okunma