Yeni Zelanda’da iki camiye düzenlenen ve 50 masum Müslümanın şehadetiyle sonuçlanan Christchurch katliamından sonra yaşananlar, daha önceki hiç bir katliamdan sonra yaşananlara benzemiyor.
Yeni Zelanda katliamının işleniş biçimi, katliamın hunharlığı, bilgisayar oyunu gibi tasarlanması, kayda alınması ve adeta canlı yayınlanması, sadece Yeni Zelandalıların değil, zombileşen bütün Batılıların ve zombileştirilen biz dünyalıların insan olduğunu, insanî özelliklerimizi hatırlattı bize, hepimize: Vicdanın, acının, merhametin, paylaşmanın, acıyı en ürpertici şekilde yaşayan insanın acısını hafifletmek için o insana yaklaşmanın, kol kanat germenin, bir gülümseme vermenin, bir el uzatmanın ontolojisini, gerçek anlamını öğretti zombileşen Batılılara ve Batılıların zombileştirdiği biz dünyalılara...
Hayatımızdan insan çekildi kaç zamandır.
Makina dünyaya hükmetmeye başladığı zamandan bu yana insan sırra kadem bastı.
Makina hükmettikçe hayatımıza, insanın hükmü bitti, insan küçüldü, çekildi bu dünyadan.
Araç, güç üreten araç, hele de kitleler hâlinde, bir düğmeye basarak yığınla insanı katleden araç, dünyanın kralı olunca, dünya bozuldu, dünyanın tadı kaçtı, insan amacını yitirdi, araçların kölesine dönüştü; güç üreten, çıkarına çıkar katan araçların kölesi hâline geldi.