Yusuf Ziya Cömert Karar Gazetesi

Avrupa’ya aşık mıyız?

Zeus Avrupa’ya aşık olmuş. Öküz kılığına girmiş, Avrupa’nın görebileceği yerlerde otlamaya başlamış. Avrupa öküzü görmüş. Beğenmiş. İlgilenmiş. Öyle...

09 Kasım 2016 | 123 okunma

Zeus Avrupa’ya aşık olmuş. Öküz kılığına girmiş, Avrupa’nın görebileceği yerlerde otlamaya başlamış.

Avrupa öküzü görmüş. Beğenmiş. İlgilenmiş.

Öyle ki, bir ara öküzün sırtına binmiş.

Vee… Bunu fırsat bilen öküz kanatlarını çıkarmış, havalanmış.

Avrupa’yı Girit’e kaçırmış.

Girit’te iniş yaptıktan sonra Avrupa’ya ilan-ı aşk etmiş. Fakat aşkına karşılık bulamamış.

Bir diğer rivayette Avrupa öküz uçunca korkmuş. Öküzün sırtından aşağı atlamış.

Süzüle süzüle yere inmiş.

Avrupa’nın toprağa ayak bastığı yere işte bu yüzden Avrupa deniliyormuş.

Güzel hikaye değil mi?

Bu hikaye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ‘Ben, Öteki ve Ötesi’kitabında daha derli toplu anlatılıyor. (Bu kitaba bir ara etraflıca değineceğim. Şu anda okuyorum.)

Bunların aslı astarı yoktur.

Öküz nasıl kanatlansın?

***

Bizim lisanımızla ‘Esatiru’l Evvelin.’

En basit çeviriyle ‘eskilerin masalları.’ Tedavüldeki adı mitoloji.

Elbette Batı kültürünün köklerini okumamıza yardım edecek esaslı bir kaynaktır mitoloji. Yani anlamsız değildir.

Biz aşık mıyız Avrupa’ya?

Eski kitaplarda böyle bir ‘aşk’ bulamadım.

Doğru, Attila Roma’ya kadar inmiş. Oğuzlar, yani biz, Maveraünnehir’den kalkıp sürekli Batı’ya yürümüşüz.

Tarık Bin Ziyad, boğazı geçince mücahitler geri dönmeyi düşünmesin diye kendilerini Avrupa sahiline taşıyan gemileri yakmış.

Müslümanların Sadr-ı İslam’da, Batı’ya, Mağrib’e kadar ve Doğuya Maçin’e kadar yürümelerinde aşk elbette var.

Ama bu başka türlü, mitolojinin ihata edemeyeceği bir aşk.

İki medeniyet arasındaki farkı ararsanız iki aşk arasındaki farkta da bulabilirsiniz.

Avrupa’yı umursamamışız uzun zaman.

Sonra kendilerini bize umursatmışlar. Ülkemize müteaddit seferler yapmışlar. Malum, Haçlı Seferleri.

Bazen kavga ederek ilişki kurmuşuz bazen anlaşarak.

Biz tarihin bir döneminde liderliği kaybettik.

Batı sömürgecilikle sınırsız kaynaklara ulaştı. Öyle bir noktaya geldik ki artık onlarla baş edemez olduk.

18. ve 19. yüzyıllardan itibaren Batı’ya karşı duygularımız hayranlığa dönüştü.

20. yüzyılda mağlup olduk.

Artık kompleksliydik.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kleptokrasi taşkınları 22 Kasım 2024 | 177 Okunma Cezalılık algısı 18 Kasım 2024 | 209 Okunma Abdülhamit halledilmeseydi kazanır mıydık? 17 Kasım 2024 | 280 Okunma Bir Gazzeli’ye ‘Nasılsın?’ demek 15 Kasım 2024 | 112 Okunma ‘Devlet aklı’ bulunamadı 13 Kasım 2024 | 266 Okunma