Biz, iyi kötü okuyup yazan bir topluluğuz. O zaman henüz yazmıyoruz ama, yazsak yazardık. Nitekim sonraları yazdık. Çokça seyahat eden bir arkadaş var. Ara sıra gelir gider. Okumanın, yazmanın çokça konuşulduğu ortamlara katılır, misafirimiz olur. İyi hoş oturuyoruz kalkıyoruz ama, bu arkadaşımız okuyor mu? Ne yapıyor. Kendisinde okumanın alametlerini pek görmüyoruz. Bir gün sorayım dedim kendisine. “Okumayla, yazmayla aran nasıl?” “İyi” dedi.