Memleketimizde bir seçim havası var. Neden acaba?
Bir erken seçim mi olacak?
Evvela etkili bir Kudüs diplomasisi. ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e nakletme kararına karşı Birleşmiş Milletler’den kuvvetli bir çoğunlukla çıkan ‘ret’ kararı en azından Türkiye kamuoyuna Türkiye’nin bir başarısı olarak yansıdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acil toplantıya çağırması ve BM’deki oylamaya gidiş sürecinde aktif bir politika takip etmesi mutlaka Türkiye’ye bir prestij kazandırmıştır.
AK Parti’nin tabanında da safların sıklaşmasına yardım etmiştir.
Zeytin Dalı Harekatı da, AK Parti tabanından daha geniş bir kesimin duygularını milli mesele etrafında teksif etmesine sebep olmuştur.
Bunlara ilaveten, AK Parti ile MHP’nin ‘Cumhur İttifakı’nı mümkün kılan kanun tasarısında uzlaşmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçimine bütün muhtemel adaylardan birkaç adım önde girmesini sağlayacak önemli bir adımdır.
Bunlar, aynı zamanda bir erken seçim alameti midir?
İşte, AK Parti gece gündüz demeden il kongrelerini tamamlıyor.
İşte, ‘metal yorgunu’ parti yöneticileri ve bazı belediye başkanları değiştirildi.
Seçime en hazır parti, AK Parti.
Seçime en hazır Cumhurbaşkanı adayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Yani, bütün şartlar müsait.
Tam zamanıdır. Gidelim mi seçime?
Şartların bu kadar müsait olması, AK Parti’de bir seçim motivasyonu husule getiriyor.
‘Erken seçim’ AK Parti kulislerinde de kuvvetli argümanlarla dillendiriliyor. Daha çok 2018 Ekim’ini telaffuz ediyorlar.