Babamı kabre koydum. 9 sene önce Anneciğimi bıraktığımız Potlar Köyü mezarlığındaki kabrin hemen yanına.
Bu, bir oğul için ne kadar ağır bir görev. Yanımda kardeşim Berat var. Bir kişi daha, Niyazi Amcamın Recep mi? Muhammet amcamın İsmail mi? Dayım İsmail mi?
Bizim akrabada İsmail çok, çocuklar babam gibi olsun, okusun diye…
Babamı kabre koymak… Bir oğul için çok ağır, fakat en çok bir oğula münasip düşecek kadar hususi bir görev.
Kabrin dibi ıslak, çamur. Beyaz, kireçli bir toprak. Hava serince.
Vah benim az bir soğukta üşüyen, yatağa bile patikle yatan, acı biberi uzaktan gördüğünde öksürmeye başlayan cancağızı tatlı babam!