İsmail Kara, Üsküdar Dergisi’ndeki makalesinde (Fani Üsküdar’ı Ebedileştirmek) Süheyl Ünver’in Cumhuriyet idaresiyle uyumlu görünen tutumunu ‘dayanıklı pasif muhalefet biçimi’ olarak yorumluyor.
Bunu izah da ediyor.
“Büyük inkıtalara, ihmallere uğrayan ve çoğu kasıtlı bir kısmı cehaletten, modalara uymaktan, devrimcilikten kaynaklı olarak kaba müdahalelere maruz kalan tarihi mirasın, yapıların, ilim, kültür, sanat eserlerinin, yaşama üsluplarının, var olma biçimlerinin, onların arkasındaki düşüncelerin, tasavvurların, zevklerin, anlayışların, inceliklerin devamlılıklarını yeni ve zor şartlarda bir şekilde sağlamak, kimse ile açık bir mücadele ve münakaşaya girmeden mahviyetkâr bir üslupla bir fikriyatı ve hissiyatı ayakta tutmak, görülebilir, hissedilebilir kılmak için hususi bir misyon yüklenmiş kişiler olarak devamlı çalışıyor, çabalıyorlar.”
“Bu niyet, azim ve ameliyeye biraz daha kuvvetli anlam yüklemeye çalışılırsa yok edilenleri, elden kayıp gidenleri, üstü örtülenleri hissettirmenin, devamlılıklarını sağlamanın hissiyatını, fikrini, imkanlarını ve zeminini yeniden hazırlamak, yeniden kurmak da denebilir. Buna yumuşak fakat ciddi, etkili ve dayanıklı...