Şu anda, şu günde, şu devirde, Fuzuli gibi, Baki gibi şiir yazmaya teşebbüs edilebilir mi? Ahali, iki kelimeyi bir araya getiremiyor, Fuzuli’nin bir araya getirdiği kelimeleri çoktan unutmuş, senin Fuzuli’den beş yüz sene sonra yazdığın şiire bakacak takati bulabilir mi? Nereden icap etti bu sorular? Kim teşebbüs ediyor Fuzuli gibi yazmaya? Kim teşebbüs ediyor Fuzuli’yi okumaya? Maalesef, o vadilerden uzaklaştık. Başka vadiler bulduk. Komik videoların. . . Adamın köprüden geçerken çamura düştüğünü veya sandalyeye otururken sırtüstü yere serildiğini gösteren küçük küçük filmlerin hayatımızda güzel şiirlerden daha fazla yeri olmaya başlamışsa, artık boş verin bizi. Anakronizm diyorlar, başka zamana ait bir şey, şimdiki zamanın içine girince. Ahali için, avam için öyle olabilir. Fakat, “Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge/Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı” beyti, hayattan ve şiirden nasibi olanlar için hayatın da, zamanın da tam ortasıdır. Ara sıra dilime gelir, ‘men lem yezuk, bilmez yazuk.