Ben ilkin ‘Hüccetiler’i işittim. İran’da bir grup, bir siyasi ve dini cereyan.
Kitabını okumadım. Fakat, Hüccetiler diye bir grup olduğunu, bu grubun mensuplarının, işlerin kötüye gitmesini, fesadın, kötülüğün artmasını temenni ettiklerini, temenni etmekle kalmayıp, kötülüğü, kargaşayı arttırmak için ekstra çaba sarf ettiklerini anlatan Türklerle ve İranlılarla karşılaştım.
Bilhassa devrim sırasında bahisleri çok geçiyordu.
Neden böyle yapıyorlar?
Mehdi Aleyhisselam her şeyin kötü olduğu bir zamanda gelecekmiş. Mehdi’nin hükümeti dışında hiçbir hükümet meşru değildir.
Öyleyse, Mehdi’nin bir an önce gelmesi için kötülüğü, fitneyi, fesadı arttırmamız lazım.
Böyle bir dünya görüşü.
Evanjelistler’in bir kısmının, İsa Aleyhisselam’ın (Mesih’in) her şeyin kötü olduğu bir zamanda yeryüzüne gelip insanlığı -daha çok da Hristiyanları ve onlarla beraber olan Yahudileri- kurtaracağına inandıklarını, bu yüzden kötülüğün artmasını teşvik eden bir dünya görüşüne sahip olduklarını sonradan öğrendim.
Demek ki, böyle kötücül cereyanlar insanlar arasında neşv ü nema bulabiliyor.