Anlatacağı çok şeyi olan ve açık seçik cümlelerle anlatacağı şeyleri anlatıp duran bir adam. Güzel şeyler anlatır çoğu zaman. Dinleyesiniz gelir. Belki çocukluğunda ve ilk gençliğinde Erzurum’un o uzun kış gecelerinde kesbettiği bir melekedir. ‘Bağdat’tan Dönen Şiirler’in şairi Şaban Abak’tan söz ediyorum. (Ebabil Yayınları. ) Özelliği olan, kendi tadı, rayihası olan bir şiiri var Şaban Abak’ın. “Çekici parmağıma indirdiğim gün/Sevdakar bir çırak olduğum anlaşıldı/Gülümsedi ustam” “Parmağımın ucundan acıyı emerek büyüdüm ben/Gül desenli kılıçlar işledim merhametli/Aşkı övme savaşlarına girdim bismillah/İlk hamlede en güzel yerimden yaralandım/Çok iyi savaştım ve yenildim. ” Bu mısraların arasında “Parmağımın ucundan acıyı emerek büyüdüm ben” mısraının altını çiziyorum. Bir de “Çok iyi savaştım ve yenildim”in.