"Leyse fi cübbeti siva’llah.” Bu cümleyi ilk Asaf Halet Çelebi’nin kitabında gördüm. Cüneyd şiirinin başında yazılıydı.
“Cübbemin içinde Allah’tan başkası yok.”
Asaf Halet Çelebi sözü Cüneyd-i Bağdadi’ye atfetmiş. Bayezid-i Bestami’ye atfedenler de var.
Elinde delil olmayan biri olarak hangisini doğrulayayım?
Erbabı araştırır, bulabilirse bulur.
Ne demek “Cübbemin içinde Allah’tan başkası yok?”
Bayezid-i Bestami de dışarıdan çağırılınca “Evde evin sahibinden başkası yok” demiş. Hemen hemen aynı şey.
‘Bütün alem tek bir varlık. Ben de onun parçasıyım. Parça demek bölünmüş bir şeyden bahsetmek gibi olur. ‘Ben” yokum. Başka kimse de yok. Sadece O var.’ Demek istemiş olabilir.
Böyle bir bilgiye ulaşılabilir mi? Tefekkürle, riyazetle, zikirle, zühdle?
Allahu Teala’nın sıfatlarıyla, isimleriyle bütün varlığa nüfuz ettiğine, varlıkla aynı olduğuna dair bir bilgiye?
Belki. Ama ulaştığın o bilgi de hakikatin aynı değildir.
‘Marifetullah’ insan aklının, insan kalbinin ihata edebileceğinden ziyade bir şey olmalı.
Bazıları “Heme Ô’st” diye ifade etmiş. “Her şey O’dur.”
Bazıları tereddüt etmiş. “Heme Ô’st” yerine “Heme ez Ô’st” demeyi tercih etmiş. “Her şey O’ndandır.”