Masallarımıza kimse pek yüz vermez. Edebiyat deyince, şiiri, hikayeyi, romanı adam yerine koyarlar da, masallara şöyle yan gözle bakıp geçerler. Neden acaba? Söyleyeyim. Ya masal görmemişler. Ya da cehaletten. Masalları küçümseyen, edebiyattan anlamaz. Kulak asmayın, konuşsun dursun. Hele masalı salt çocuğa mahsus bir tür olarak görenler... Onlar hepten cahil. Biz masala fazla girmeyelim. Beni şu anda, masalların başındaki tekerlemeler ilgilendiriyor. Sanki masaldaki ‘absürd’e zemin hazırlayan, ‘dikkat, masal düzlemine geçiyoruz, kafanızı ona göre hazırlayın, uçan kaçan olursa yadırgamayın’ der gibi girizgahlar. Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken... Ergenekon davasının bitişi de biraz böyle oldu.