Kâinatta çok ayrıntılı, ince ince tasarlanmış, hiçbir aklın
kuşatamayacağı muhteşem bir düzen var.
Kafası işlem görmemiş, ümmi insanların da ilim dünyasının içinde
ilmin incelikleriyle haşır neşir olanların da hayran olacağı bir
düzen.
İkisinin hayranlığı birbirinden farklı olabilir.
Biri cahilane ve yalın. Geceyle gündüzün birbirini takip etmesine, bir kedinin yavrusunu sevmesine, toprağa attığını tohumların ekin olup topraktan fışkırmasına, yağmurun yağmasına şaşırabilir.
Ya da bir ilim sahibi, elektronların çekirdeğin etrafında, o ölçülemeyecek kadar küçük bir alanda saniyede 2 bin 200 kilometre hızla dönmesinin, maddede renkleri oluşturan moleküler niteliklerin, insanın o renkleri algılayabilmesinin ve bütün bunların çok büyük bir süratle gerçekleşmesinin inceliklerine vakıf olarak, cahilinkinden daha nitelikli bir hayranlık hissedebilir.
Her şey mükemmeldir, kusursuz. Mülk Suresinde anlatıldığı
gibi…
“Rahman’ın yaratışında bir boşluk göremezsin. Yedi göğü tabaka
tabaka, birbirlerine mutabık olarak yarattı. Gözünü çevir bak, bir
eksiklik görüyor musun? Sonra bir daha bak, bakışın bitkin, hüsrana
uğramış olarak sana geri...