Kader ağlarını örüyor’ diye bir tabir var dilimizde.
Kader ağ örer mi?
Örmez.
Ama biz, işler olup bittikten sonra, sonuçlara bakarak, baştan birbiriyle alakasız görünen olaylar arasında kendimize göre bağlar, bağıntılar kurarak kaderin ağları ördüğüne hükmederiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi hayatı böyle yakıştırmalar yapmaya müsaittir.
Beyoğlu Belediye Başkan adayı oldu önce. Az bir farkla kaybetti.
Sonra Refah Partisi’nden İstanbul Milletvekili adayı oldu. Kazandı.
Fakat Mustafa Baş’a verilen ‘tercihli oy’lar yüzünden mazbatası elinden alındı.
Sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu.
Rakipler parça parçaydı. Herkes biraz biraz oy aldı.
Erdoğan hepsinden biraz fazlasını aldı.
Büyükşehir’de başarılı oldu. Çöp dağlarını ortadan kaldırdı. Senelerdir kesik olan şebeke suyu biraz yağmurların biraz da yoğun bir çalışmanın sonucu olarak akmaya başladı.
Ankara’da siyaset 28 Şubat cuntası karşısında berbat bir sınav verirken, tel tel dökülürken o İstanbul’da efsaneleşti.
Fakat okuduğu şiir yüzünden siyasi yasaklı hale geldi. Hapis yattı.