Yusuf Ziya Cömert Karar Gazetesi

Hidayet romanlarının annesi

Bir hakikati, ya da hakikat olduğunu düşündüğün şeyi bir anda fark edersin. Sen farkında değilsen bile ruhun arıyordur onu. Bulursun.

30 Ağustos 2019 | 1.917 okunma

İç dünyandaki bütün öteki gerçeklikler yıkılır.

Ya da yıkılmaz, yeniden kurulur.

“İşte bu” dersin, “Ben bunu arıyordum.”

‘Aydınlanma’ lafı çok kullanılmaya başlandı böyle durumlar için.

Biz ‘hidayet’ desek daha iyi.

En güzel, en öğretici ‘hidayet’ öyküsü İbrahim Peygamber’inki olmalı. Adım adım, aşama aşama.

Yanlışları, eksikleri eleye eleye.

Bütün dinlerde, bütün ideolojilerde bulursunuz hidayet öykülerini.

Tabii benim ‘hidayet’ dediğime başkası ‘sapma’ diyebilir.

Herkes kendi ‘hidayet’ini sever.

Muhammed Ali’yi çok severdik mesela.

(Dövmeseydi, dayak yeseydi o kadar sever miydik? Şüpheliyim. O halde, biz hidayeti mi seviyoruz, attığımız dayağı mı? Üzerinde düşünmek lazım.)

Fakat, aynı yıllarda hidayete eren Malcolm X’i neden çok geç tanıdık?

O devirdeki ‘İslamcılık’ın sağcılığı mı, Amerikancılığı mı sakladı onu bizden?

Bunu da düşünmek lazım.

Yine de çarpıcıdır hidayet öyküleri. Ya da bize öyle gelir.

Bizim hakikatimizi öğrendiğinde başkalarının sarsıldığını hissetmek güzeldir.

Bu hissi, dimağımız daha temizken, kalbimiz henüz lekelenmemişken daha yoğun, daha kuvvetli yaşarız.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kleptokrasi taşkınları 22 Kasım 2024 | 175 Okunma Cezalılık algısı 18 Kasım 2024 | 209 Okunma Abdülhamit halledilmeseydi kazanır mıydık? 17 Kasım 2024 | 280 Okunma Bir Gazzeli’ye ‘Nasılsın?’ demek 15 Kasım 2024 | 112 Okunma ‘Devlet aklı’ bulunamadı 13 Kasım 2024 | 266 Okunma