Sözümü geri aldım, benim bulunduğum ortamlarda her türlü hikâye anlatılır ve ‘halk arasında’ denilen yer orasıdır.
Hikâye şu: Hoca’ya bir varak götürmüşler. Hasan dayım buradaki hocanın Nasrettin Hoca olduğunu düşünüyor. “Hocam bunu okuyabilir misin?” diye sormuşlar. Hoca “Okurum elbette” demiş, almış sahifeyi eline başlamış okumaya.
“Can u gönülden, derun-i dilden pek kıymetli biraderim, nasılsın, iyi misin, iyi olmanı yüce Mevla’dan niyaz ederim.”
“Hocam, ne okuyorsun sen?” demişler “O elindeki tapu!”
“Baştan söylesenize tapu olduğunu” demiş hoca, “Biz de tapu gibi okuyalım!”
Uydu mu uymadı mı bilmiyorum.