İmam-Hatip Okulları’nın başlangıçta, o zamanki müfredatı sebebiyle değil, okula gelen öğrencilerin okul dışında, eski müderrislerden, eski mollalardan aldıkları eğitim sayesinde cami cemaatini tatmin edecek evsafta mezunlar verdiğini, önceki iki yazımda anlatmış oldum zannediyorum. Bizim okuduğumuz dönemde, mezunların bu vasıflarında gerileme oldu. Mesela, bizim sınıfımızda, Kur’an-ı Kerim’i yüzüne okumakta zorluk çeken arkadaşlarımız vardı. (Yüzüne okumak: Sayfaya baka baka okumak. Sayfadan okumak. ) Benim gibi, ezberi zayıf olanlar da vardı. Mesela ben, Yasin-i Şerif’in birinci sayfasını ezberlemiştim ama, öteki sayfalarım haşlak bile sayılmazdı. Haşlak ne demek? Bir yeri ezberlemek için çalışırsın çalışırsın. Öyle bir noktaya gelirsin ki, biraz daha çalışınca kafana yerleşecek. İşte, tam ezberlemediğin ama yüzüne okurken çok rahat okuyabildiğin sayfa, ‘haşlak’tır.