Biz, romantik, platonik, biraz da ütopik çocuklarmışız. Akılsız sayılmaz ama duyguları aklına galip. Geriye doğru baktığımda bunu görüyorum. Bunun birçok delili var.
Biri de şiirin bizleri çok kolay yakalaması.
İsmet Özel’in de önce nesriyle değil şiiriyle hemhal olduk.
Cinayetler kitabı vardı. Amentü/İman ettim, dilimizden düşmüyordu, ezbere okuyorduk.
Bu, Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü’nü ezbere okumaktan fazla bir şeydi. Bir nevi ayrıcalık.
“Çanlar sustu ve fakat/binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere/Tanrı uludur Tanrı uludur/polistir babam/Cumhuriyetin bir kuludur”