Kirazlıtepe’de bir kahvehanedeyiz. Bizim köylüler oturmuşlar havadan sudan konuşuyorlar. Çok zaman geçtiği için isim hatırlamıyorum. Müşterek bir tanıdıklarından söz ediyorlar. Birisi, o tanıdıklarının Adalet Partisi’nden milletvekili seçildiğini söyledi. Bir başkası “Nasıldır?” diye sordu. Ses tonu bir iki müspet yorum duyma beklentisini de hissettiriyordu.
“İyi barmak kaldurur” dedi öteki, soruyu soranın beklentisine aldırmayarak.
Kuvvetli bir eleştiri cümlesiydi bu. “Aklını kullanmaz” imasını da “Ne denilirse onu yapar, kendisi bir şey bilmez” imasını da içeriyordu.
Tahmin edileceği gibi bu diyaloglar 80 öncesinde yapılmış bir ‘kahvehane geyiği’nin bir parçası.
O yıllarda bildiğim kadarıyla CHP milletvekillerinin çoğunu delegelerin oyuna göre sıralamaya sokuyordu.
Adalet Partisi’nde de kontenjan adayları dışında delege oyu milletvekili sıralamasında çok etkiliydi.