İlkel bir tartışma. Ancak müptediler yapabilir. Onlar bile yapmasalar daha iyi olur. Ama yapıyorlar.
Daha çok 80’lerin tartışmasıydı. Şimdi eskisi kadar revaçta değil. Tek tük işitiyorum.
En kaba şekliyle sorayım soruyu.
Şiirde mesaj olur mu?
Görüyor musunuz kabalığı?
Bu soru, sadece şiir için değil, başka edebiyat eserleri için de soruluyor. Öykü için, roman için. Cevap da verilmeye uğraşılıyor.
Oğlum, mesajın yoksa niye yazıyorsun ki?
Benim şu son sualim de kaba oldu. Üstelik biraz muğlak kaldı.
Adım adım ilerleyelim.
Tabiatı gereği, kalemle yazılmış, dil ile söylenmiş, aşikar edilmiş her şeyin içinde mesaj olur.
Hatta, bir görüşe göre (benim de aklıma yatıyor bu görüş) ‘içinde’ kelimesi zaittir. Her şey mesajdır.
Seçtiğin kelime, seçmediğin kelime, kullandığın harf, ‘hurufat.’
Harflerin rengi, büyüklüğü, küçüklüğü... Şiirinin yazılı olduğu kağıt.
Bütün bunlarla birlikte, ne söylüyorsan o.
Zarf-mazruf ayrımı yapmıyor bu yaklaşım. Hepsini bir bütün olarak görüyor.
Mamafih, zarf ile mazrufu ayırsan bile, yani öteki yoldan gelsen bile, sonuçta söylediğin şey, mesajdır.
Fakat, ‘şiirde mesaj olur mu’ sorusu bu anlamdaki ‘mesaj’ için sorulmuyor.
***
Daha çok, ‘ideolojik’ mesaj için soruluyor.
Bu, sadece şairin meselesi değil. Okuyucuyu da çok ilgilendiriyor.
Evet, olmadık yerlerde kafasına göre ‘mesaj’ arayan okuyucular mevcut.
Ben, Üstad Sezai Karakoç’un Mona Roza’sında ideolojik mesaj, siyasi doktrin arayanlara, hatta bulanlara rastladım.
Eğer yoksa öyle bir mesaj niye okuyacaksın Mona Roza’yı?
Böyle bakıyorlar.
Merhum Cahit Zarifoğlu’nun şiirini bilirsiniz.
Nüfuz edilmesi zor bir şiirdir, herkese vermez kendini. En azından şiirinin ana gövdesi öyledir.
Farklı bir ‘zeka’ydı Cahit Abi. Şiirinde de, hayatında da ‘sıradışı’ydı.
Bu yüzden, onun şiirinde kelimeler arasındaki ‘bağıntı’yı bulmak kolay değildir.