Vaktiyle, varlıkla sınanmamış, başkasının elindeki varlığa bakıp bakıp öfkelenen bir topluluktuk.
Kimimiz Fakir Baykurt’un kimimiz Kemalettin Tuğcu’nun romanlarından İstanbul’un sokaklarına dökülmüş çocuklar.
Bazılarımız Ahmet Günbay Yıldız’ın romanlarına girdi girecek! Öyle bir mevsimdeydik.
Şule Yüksel Şenler’in ‘Huzur Sokağı’na ya da ‘Birleşen Yollar’ filminin içine girme ihtimalimiz henüz yok. Orası biraz sosyetik.
Bir gün Kirazlıtepe’den çıktık, 7-8 kişi vardık, Küçüksu iskelesinin yakınlarında bir yere yüzmeye gittik. Yüzdük, yüzdük, yüzdük.
Hatta Muammer’le ikimiz Rumeli Hisarı önlerine kadar geldik, baktık Hisar’ın dibinde kuvvetli bir akıntı var, girmedik akıntıya geri döndük.