Ah! Kulların eline geçince, hele uyanıkların, üçkağıtçıların... Bizim ‘nizam’ diyerek müstesna bir yere koyduğumuz şey bile nasıl eciş bücüş, bozuk bir hale sokulabiliyor!
“Nizam köpürüyor med vakti deniz
Nizam köpürüyor ta çenemde su” derken muhakkak bizim düşündüğümüzden çok fazla bir şeyi murad ediyordu Necip Fazıl.
Zaman gerekiyordu demek ki, atomdan bile küçük şeylerde ve sayısını bilemediğimiz kadar çok, havsalamızın alamayacağı kadar büyük galaksilerde ve bütün kainatta, insanda ve bütün mahlukatta, bizim ancak küçük küçük cüzlerini anlayabileceğimiz hudutsuz bir bilgiyle yönetilen, hücrelerimize ve hislerimize kadar bizi de, en ücra köşelerine kadar alemi de ihata eden, asla kesintiye uğramayan, bozulmayan, aksamayan muhteşem bir nizamın mevcut olduğunu.