Güzel zamanlarmış be!
Neden güzel? Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda mıydı?
Hayır. Yoksulluk paçamızdan akıyordu. Ama pahasını bugün bile biçemediğimiz bize mahsus bir zenginliğimiz vardı.
‘Varmış’ desem daha doğru. Şimdi anlıyoruz içinde bulunduğumuz halin büyük bir nimet, büyük bir zenginlik olduğunu.
Ekmeğimizi bölüşürdük, beş kuruşumuzu bölüşürdük.
Hüznü, heyecanı, sevinci…