Ben, sakin sakin ‘mehdi’ yazılarıma devam ediyordum. Gerçekten konu çok gizemli, cazip, merak uyandırıcı.
Fakat memlekette başka gündemler meydana çıkıyor.
Adı üstünde ‘olağanüstü hal’de yaşıyoruz.
Bir darbe atlattık. 241 insanımız şehit edildi.
Hadisenin şiddetini idrak edip etmediğimizden emin değilim.
F-16’ların yıktığı yerlere bakmak lazım.
Ateş düştüğü yeri mi yakıyor? Bomba düştüğü yeri mi parçalıyor?
Şehitlerin hanelerine bakmak lazım. Oğullarına, kızlarına, eşlerine, annelerine…
Neler gelecekti başımıza katiller muvaffak olsaydı?
Savunmasız insanlara ‘bunlar benim memleketimin çocuğudur, komşumdur, hemşehrimdir, bunun da annesi-babası, çoluğu çocuğu var’ demeden ateş eden katiller başarsaydılar ne yapmazlardı?
Sırıtıyor FETÖ’cü Prof. darbeye birkaç gün kala… ‘Hizmet’çilere çok iş düşecek.’
Niye çok iş düşecek?
Darbeden. ‘Darbe olursa sağda kimse sokağa çıkmaz. İmam bile camiye gitmez.’
Biz, senin bildiğin sağcılardan değiliz.
***
Ahirette kitabını sağ taraftan almak istemenin dünyadaki sağcılıkla alakası yoktur.
Çıktık sokağa ve öldürüldük.
Birinci çoğul şahısı, onların şehadetlerinden kendime pay çıkarmak için kullanmıyorum. Böyle bir şey ayıptır. Arkadaşlarımız, kardeşlerimiz öldürüldü. ‘Biz’ deyişim bundan.