Birkaç defa gitmişliğim var Edebiyat’ın Demirkapı’daki yerine. Nuri Pakdil’i de ilk orada gördüm. Zarif bir adamdı. Mektuplar yazıyordu. Daha doğrusu o söylüyordu, bir arkadaş yazıyordu. Mektup yazdığı isimlerden bazılarının sol edebiyat çevrelerinden olduğunu hatırlıyorum. Arif Ay’a “Sayın Ay” diye hitap edişi dikkatimi çekmişti. Bir de mektuplarını “Devrimci selamlarımla” veya “İlerici selamlarımla” diye sonlandırışı. Mazur görülsün, kelimelerde yanılabilirim, ben hatırımda kalanı yazıyorum. Bazen Nuri Pakdil’in ‘öğretmenim’ olduğunu söylüyorsam, bunun sebebi onun dizinin dibinde çok bulunuşum değil.