Hafta başında Berlin’den yazmıştım Avrupa’nın bizi kıskanıp kıskanmadığını.
Enflasyon vardı fakat bunu muhtemelen Almanlar hissediyordu.
Biz başka bir şey hissediyorduk.
Etiketleri kendi paramıza tercüme ederken 19 küsurla çarpmamız gerekiyordu. Gerçi yazarken yuvarlak hesap 20 demiştim.
Eğer bir etiketi 19 küsurla çarpmak zorundaysan Alman’ın yüzde
10 enflasyonunu hissedemezsin.
Berlin’den karayoluyla Prag’a geçtik.
Daha önce de birkaç kez gitmiştim, güzel şehir Prag, açık hava müzesi gibi. Avrupa’da 5 şehre gidecekseniz birisi Prag olsun. Mümkünse ilkbaharda veya sonbaharda gidin. Şimdi giderseniz bizim gibi üşürsünüz.
Ukrayna savaşı yüzünden mi?
Değil. Kapalı mekanlar ısıtılıyor, sorun yok. Şehirde dolaşmak için hava soğuk.
Bugün bir Prag izlenimi yazmaya niyetim yok. Başka bir şeyden bahsetmek istiyorum. Banksy adlı esrarengiz bir sokak sanatçısından.
Prag’da sergisi varmış.
Duvar resimleri, resimlere eşlik eden duvar yazıları.
Serginin yöneticisi bir Türk. Derya Evren.
Banksy niye esrarengiz?
Çünkü kim olduğu bilinmiyor.
Daha birkaç gün önce Kiev’de bir evin duvarına çizdiği üzerinde sabahlığı elinde yangın söndürme tüpüyle bir sandalyenin üstüne çıkmış bakınan gaz maskeli kadın resmi çalınmıştı.