İnsanlar öldüğü sırada yerle bir olmuş güzel evinizden bahsetmezsiniz. İnsanlar kollarını bacaklarını kaybedip hayatlarının geri kalanı boyunca sakat kalırken bir zamanlar mütevazı mahallenizi süsleyen bir vazo gibi duran şık arabanızın şimdi gri bir enkaz haline gelmesinden söz etmezsiniz. Veda bile edemediği çocuğunu gömen bir anne varken gaddarca sökülmüş ağaçlarınızdan ve topraklarınızdan konuşmazsınız.”
Filistinli Sare Ali, babasına ithaf ettiği hikayesinde söylüyor bunları.
7 Aralık’ta, İsrail bombardımanında şehit olan Rifaa el-Arir’in derlediği ‘Gazze Cevap Yazıyor’ (İntifada Yayınları, çeviren Emrah Saraçoğlu) başlığı altında toplanan hikayelerden biri, Toprağın Hikâyesi.
“189 zeytin ağacı. 160 limon ağacı. 14 hintarmudu ağacı” diye bağırıyor babası, kızının İsrail buldozerlerinin söküp attığı ağaçların sayısını yanlış söylemesine kızarak.
“Bir İsrail askerinin ‘Tanrı’nın vaat ettiği toprak’ olduğunu iddia etttiği toprak üzerindeki 189 zeytin ağacını buldozerle yerle bir edebiliyor olması kafamın hiç almayacağı bir şeydir. Acaba Tanrı’nın gazaba gelebileceğini hiç düşünmedi mi? Üzerinden geçtiği şeyin bir ağaç olduğunu hiç fark etmedi mi? Eğer...