Kaldırıma iki sandalye atmışlar, oturuyorlar. Buyur ettiler.
Katıldım onlara, biraz hoş beş ettik.
Hüseyin, sohbetin bir yerinde sordu.
“Yusuf Abi, sen bu korona işine inanıyor musun?”
“İnanıp inanmama meselesi değil ki Hüseyin. İşte insanlar hastalanıyor. Ölüyor. Bazen tanıdığımız insanlar da ölüyor.”