Hızlı tren kazası ‘kader’ midir? Hadi sinyalizasyon yoktu, bu yöneticilerin sorumluluğudur. Teknik adamlar kusurluydu, bu da onların sorumluluğuydu. Yani insan fiillerinin neticesi olarak hızlı tren kılavuza çarptı. Ya o kazada ölenler? Hiç kusurları olmadığı halde orada ölmek, onların kaderi miydi? Diyelim deprem oluyor. Depremde ölmek bizim kaderimiz miydi? Maganda kurşunuyla ölmek, kader midir? Mü’min olmak, kafir olmak, kader midir? Bir sapığın tecavüzüne maruz kalmak kader midir? Böyle yüzlerce sorumuz var. Kaderdir desen bir türlü, kader değildir desen bir türlü. Sanki kader deyince insanın sorumluluğunu göz ardı ediyorsun. Benim imanım veya küfrüm kaderse, ahirette bundan niye mes’ul olayım? Trenin sinyalizasyonunu ihmal etmem kaderse, neden kazadan sorumlu tutulayım? Bir adamın sapık olması, tecavüzcü olması kaderse, adam neden ahirette (hatta dünyada) kaderi yüzünden sorumlu tutulsun? Böyle sorulara benim cevabım vardı. Fiillerimizden mes’ulüz. Dünyada da ahirette de.