Nerede o eski bayramlar lafı haddinden fazla bayat, basmakalıp, çok çiğnenmiş bir sakız gibi tatsız, tuzsuz.
Havva anamız bile “nesil bozuldu” diye söylenirmiş.
Anlaşılan her nesil “nerede o eski bayramlar” lafını sırayla
söylüyor.
Bir yanılsama olma ihtimali yüksek. Eski bayramları değil de eski bayramlardaki kendimizi özlüyor olabiliriz.
Nerede o eski ben, nerede çocukluğum, gençliğim demek istiyor
olabiliriz.
Asıl özlediğimiz, belki de babamızın güç bela aldığı bir çift
kundurayla mintanı giyeceğimiz saati heyecanla bekleyişimizdir.
Ahh!
Belki de annemizi, babamızı özlüyoruzdur.
Bayramdan birkaç hafta önce bir türkü çalındı kulağıma. İnternette
aradım, buldum.
“Yola bakın belki gelen babamdır.”
Nasıl silkeledi beni o türkü.
Çocukken, babamın gelişini gözlediğim yol gözümün önüne geldi.
Babamın gelişleri gözümün önüne geldi.
Gerisini sormayın.
İbo’nun “Benim balonlarım vardı” diye bir şarkısı vardı. “Bayramlar
mı eskidi bizler mi yaşlandık” diyordu şarkıda.
Belki ikisi de doğrudur hem bayramlar eskidi, hem biz
yaşlandık.
Sevinmek, hüzünlenmek. Bunlar hep insan...