“Gam yeme, Yusuf-u Gomgeşte bir gün döner Kenan iline.”
Bu, Sadi-i Şirazi’nin. “Gomgeşte”yi mahsus Farsça okunuşuyla yazdım. “Gomgeşte”, “kaybolmuş” demek.
Neresi Kenan ili?
Filistin ve biraz fazlası.
İsim, Nuh Peygamber’in oğullarından Ham’ın oğlu olan “Ken’an”dan geliyor.
Beni İsrail, Kenan ilinden ayrı olmanın yasını tutmuş mudur?
Tutmuştur.
İki bin beş yüz sene... Aklımda öyle kalmış. “Bir gün Kudüs’te” parolasıyla yaşadılar.
Anladık da... İsrail rejimi, Avrupa’nın, (Holokaust’un günahını çıkarmak için) kendisine tahsis ettiği Filistin’e çöreklendiği günden beri neden Müslüman öldürüp duruyor?
Neden, milyonlarca Filistinli kendi şehrinde yaşamıyor?
Neden, Filistin’de kalmakta direnen Filistinliler, kendi evlerinde esir muamelesi görüyor?
Filistin veya Kenan... İbrahim’in, Yakub’un, İsmail’in, İshak’ın, Musa’nın, İsa’nın memleketi. (Hepsine selam olsun.)
İnsanlığın bir birikimi varsa, bir hatırası varsa. Hepsinin mayalandığı yer orasıdır.
Böyle bir hatıra saygı uyandırır.
İnsanın böyle bir “vatan”ı olması güzeldir.
İnsanın “vatan”ından ayrı yaşamaya mecbur edilmesi güzel değildir.
Vatanını hiç görmemiş bir Filistinli, nasıl bakar kendi topraklarına?
Bunu düşündüm.
Lut Gölü’nün kıyısından baktım Batı Şeria’ya doğru.