CHP'DE sistem tartışmaları, FETÖ'nün siyasi ayağı, belediyelerdeki
yetki karmaşası gibi tali meselelerle gümbürtüye getirilen çok
önemli bir gelişme yaşanıyor.
Parti tabanı bu meselelerle oyalanırken Kılıçdaroğlu ve ekibi
sessiz sedasız CHP'nin 6 oku ile vedalaşmaya hazırlanıyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un geçtiğimiz hafta Hürriyet
Gazetesi'ne verdiği demeçte bu veda hazırlığının ipuçlarını görmek
mümkün:
"Sistemin değiştirilmesini isterken, kendi siyasi partimizi de
tekrar yapılandırmamız gerekmez mi? Altı Ok'un kapsayıcılığına bir
daha bakacağız. Milliyetçilik, devletçilik, halkçılık, bunların
hepsini yeniden ele alacağız." Özkoç kendiliğinden bir 6 ok
tartışması falan başlatmış değil.
Talimatı veren bizzat Kılıçdaroğlu.
CHP lideri sözde 'değişsin' dediği 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemini" bahane ederek parti programının güncellenmesini istiyor.
Genel Başkan Yardımcısı Fethi Çelikel başkanlığında bir ekip hemen
işe koyuluyor.
Ve "21. Yüzyılın Türkiye'sinin ihtiyaçlarına yanıt verme" hedefi
ile bir program çalışması başlatılıyor. Anlaşılan 'Fırsat bu
fırsat' deyip partinin 6 okunu kırıp atacaklar... CHP bu noktaya
öyle birden bire gelmedi. Partinin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi
süreci bizzat Kılıçdaroğlu tarafından zamana yayılarak yürütüldü.
CHP liderinin 21 Ağustos 2014'te FETÖ'nün kapatılan Today's Zaman
Gazetesi'ne yaptığı açıklamaya dikkat: "Türkiye'nin yeni CHP'ye
ihtiyacı var. Bizim altı okumuz belli. Bunlar değişmeyecek ama
bunların yorumu daha çağdaş, daha evrensel olacak.
Böyle yorumlamak ve anlamak zorundayız!" Adam derdini daha nasıl
anlatsın... Ta o zaman açık açık "Yeni CHP'de 6 oka yer yok"
demiş.
Kemal Bey bunu söyler de kadın kotasından parti yönetimine taşıdığı
Mehmet Bekaroğlu durur mu?
Başdanışman sıfatıyla Haziran 2016'da yazdığı 22 sayfalık "Tarihi
dönüm noktasında CHP" adlı raporda o da partinin 6 ok ile ifade
edilen ilkelerini yerden yere vurdu.
CHP'nin kurucusu Mustafa Kemal'e 'kefere' diyen adamı partiye
milletvekili, başdanışman yaparsan o da bunun hakkını verecek tabi.
Bunda şaşılacak bir şey yok. Şaşırtıcı olan o rapordaki önerilerin
büyük bölümünün HDP'nin istekleri ile neredeyse aynı olması. Eşit
vatandaşlık söylemi, yerel yönetimlere özerklik talebi, 'Türk
milleti' yerine 'Türkiyeli' kavramının kullanılması, ulus devlet
eleştirisi, laikliğin yeniden tanımlanması vs. Hepsi aynı zamanda
HDP'nin de talepleri arasında... CHP bugün tam da Bekaroğlu'nun
raporunda belirttiği gibi tarihi bir dönüm noktasında. Parti tabanı
ağırlıklı olarak Atatürkçü ve CHP'nin 6 ok ile ifade ilkelerine
sonuna kadar bağlı.
Ancak partiyi yöneten kadro için aynı şeyleri söylemek pek mümkün
görünmüyor. "CHP kapatılsın, vakıf olsun" diyen 10 Aralık
hareketinin temsilcileri parti yönetiminde en etkili koltuklarda
oturuyor. Odasındaki Atatürk resmini "Artık yeni şeyler söylemek
lazım" diyerek kaldıran, "CHP milletvekiliyim ama CHP'li değilim"
diyen vekiller.. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını doğru
bulmayan il başkanları...
Ulusalcı kanadın partiden tasfiyesi... Hepsi bu yönetimin
icraatları.
Belli ki sıra artık partinin 6 ok ile ifade edilen ilkelerine
gelmiş.
Onu da bir halletsinler... Siz asıl o zaman görün Y-CHP'yi...